29 Ağustos 2015 Cumartesi

Hatırlanmaya değmeyen ne çok anı var.

                 

Herkesin bir anısı var. Bu hayatta yaşanmış her saniye birinin anısı. Benim hatırlayamadığım anılar annemin, babamın, ailemin anıları. Benim hatırladığım anılar benim anılarım. Bazısı kötü bazısı iyi. Bazen hatırlamak bizi mutlu eder bazense üzer, hatta belkide ağlatır. Ama sonuçta hepsi anıdır. Bizi biz yapan yaşantımızdan birer parçadır. Bizi üzse de hatırlamak isteriz. O anıları aklımızın en ücra köşesine atıp unutmak yerine zaman zaman hatırlayıp ağlamayı tercih ederiz. Niye, biz mazoşist miyiz? Hayır. Sadece o anıları bize yaşatanları seviyoruz. Onları sevdiğimiz için unutmak yerine üzülmeyi tercih ediyoruz. 

Ama hayatımızdan çıkan kişilerle yaşadığımız anıları, mutlu anılar olsa da, hatırlamak istemeyiz. Çünkü o anılar bize mutluluktan çok acı verir. Pişmanlıklarımızı gözümüze sokar. Ne kadar aptal olduğumuzu hatırlatır. Tamam belki bize bir ders vermiş olur ama o acıya değmez. O anılar hatırlanmaya değmez. Zaten hatırladıkça o kişiler tam anlamıyla hayatımızdan çıkmış olmazlar. Eğer gerçekten çıkarmak istiyorsak Hatırlanmaya değmeyen tüm anıları da unutmalıyız.

Benimle birlikte, o değersiz anıları unutmaya var mısınız?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder